Başlangıç

SENKRONİZE TEK ÇİFTELER

1 Yorum

SENKRONİZE TEK ÇİFTELER
Bu çalışmayı Almanya’da yaptırmıştım. 2x veya 4x ekiplerinin elemanlarını 1x’lerle suya indirip tekneleri yan yana getirip düşük tempoda senkronize olmalarını isterdim.

Daha fazla

SPORCULUKTAN İDARECİLİĞE GEÇİŞ

Yorum bırakın

Sadece bizim kulübümüzün değil tüm ülkemizin spor camiasının sorunu olduğuna inandığım bir davranış aklımı kurcalıyor.
1984 yılında Los Angeles Olimpiyatı sonrası Franfurter R. Germania 1869 kulübündeki aktif antrenörlük görevim sona erdiğinde beni bir eğitime davet ettiler.


Ana konusu “Aktif Sporculuktan Spor Yöneticiliğe Geçiş” olan çok kapsamlı bir eğitimdi.
Beni en çok etkileyen kısmını özet olarak sizlerle paylaşmak istedim.
Uzun boylu ellili yaşlarında eski bir sporcu olduğu çok belli olan eğitmen bize şunu tavsiye etmişti:

Daha fazla

TEKNEYE İSİM VERMEK

Yorum bırakın

Daha fazla

ANTRENÖRLÜK ANILARIM VE ÖTESİ adlı kitabım yayımlandı.

Yorum bırakın

ANTRENÖRLÜK ANILARIM VE ÖTESİ adlı kitabım yayımlandı.

Bu kitapta başarılı bir yarış teknesinin içinde oturan sporcuların sadece yarışçı olarak yetiştirilmiş birer vahşi robot olmadıklarını; sevinçleri, üzüntüleri, hayalleri, kompleksleri ve ciddi korkuları olduğunu göreceksiniz.
Çevremizden nasıl etkilendiğimizi ve bazen de şans faktörünün bize neler yaptığını öğrenince belki de kendi hayatınızla karşılaştıracaksınız.

Kitabı İnternet üzerinden online sipariş verebilirsiniz.

Keyifli okumalar.

BİR ANI: LÜFERİ SIRTINDAN ISIRMAK

1 Yorum

Arnavutköy, Sarrafburnu 1 Numara, Makbule Atadan Yalısı

Babamla ilk kez Lüfer’e çıktığımda on yaşındaydım. Daha önceleri o, Nilüfer Halamın oğlu Şenyu Ağabey’le veya komşumuz Özcan Ağabey’le, ender olarak da tek başına balığa çıkardı. Gece balıkçılığı derin sohbetlerin yapılabildiği, dertlerin, sırların paylaşıldığı sihirli bir ortam yaratırdı.

Daha fazla

KÜREĞE BAŞLADIĞIM GÜNLER

Yorum bırakın

KÜREĞE BAŞLADIĞIM GÜNLER

Yalının rıhtımında babamla beraber 

On beş yaşında olduğum sene, bir sonbahar akşamüstü babam beni Kuruçeşmedeki Galatasaray Adasına götürdü. Orada kürekçilerin olduğu kayıkhanenin önünde Emin Hoca ile tanıştım. Evimiz adanın hemen karşı kıyısında deniz kıyısındaydı, ben sandalla zaten adanın etrafında dolaşır, Ortaköy tarafındaki büyük şamandıralara sandalı bağlayıp İzmarit yakalardım.

Daha fazla

BİR ANI: MÜHENDİS BEY BİR SORUNUMUZ VAR…

Yorum bırakın

Rumeli Feneri Balıkçı barınağı inşaatında yıllarım geçti, çok güzel ve zevkli bir çalışmaydı. Yaşanan birçok anı arasında biri var ki her hatırladığımda beni güldürür.

Daha fazla

BİR ANI: VİYANA’DA ŞAMPANYA BAR

Yorum bırakın

Almanya’da çalıştığım BCI firması, 1993 yılı sonbaharında faaliyet gösterdiği üç ülke (Almanya, Avusturya, Slovenya) çalışanları arasında en başarılı altı kişiyi Viyana’da beş yıldızlı bir hafta sonu hediye edeceğini açıkladı. Üç aylık bir süre içinde belirtilen çeşitli kriterleri başarmak gerekiyordu. Başarılı kişilerin tümü Almanya’dan çıktı. Seçilenlerin arasında ben de vardım.

Daha fazla

Bir anı: RAKİBİ KÜÇÜMSEMEK

Yorum bırakın

İki çiftemizin ikinci senesinde Mogan Gölünde yapılacak olan sezonun ilk kürek yarışı için Ankara’ya gittiğimizde neredeyse rakipsizdik ama başımıza gelecekleri tabii önceden bilemezdik…

Daha fazla

51 YILLIK HİKAYE

Yorum bırakın

1968 Olimpiyatı iki siyahi atletin Olimpiyat tarihine geçecek gösterisine şahit oldu. 200 metre yarışında rekor kırarak (20 saniye bariyerini 19.83 ile kırarak) Altın Madalya alan Amerikalı Tommie Smith ve aynı yarışta 3. olarak Bronz Madalya alan John Carlos madalya töreninde siyah eldivenli ellerini yumruk şeklinde havaya kaldırarak adına yarıştığı ABD’deki ırk ayrımcılığını protesto ettiler. Bunun sonucu iki atlet de milli takımdan uzaklaştırıldı.

Bu kısacık olayın ardında çok anlamlı bir dostluk hikayesi gizlidir.

Daha fazla

Older Entries