Başlangıç

KÜREĞE BAŞLADIĞIM GÜNLER

Yorum bırakın

KÜREĞE BAŞLADIĞIM GÜNLER

Yalının rıhtımında babamla beraber 

On beş yaşında olduğum sene, bir sonbahar akşamüstü babam beni Kuruçeşmedeki Galatasaray Adasına götürdü. Orada kürekçilerin olduğu kayıkhanenin önünde Emin Hoca ile tanıştım. Evimiz adanın hemen karşı kıyısında deniz kıyısındaydı, ben sandalla zaten adanın etrafında dolaşır, Ortaköy tarafındaki büyük şamandıralara sandalı bağlayıp İzmarit yakalardım.

Daha fazla

10 olimpiyatlık dizimizin dördüncü videosu: 1992 Barselona Olimpiyatı

Yorum bırakın

10 olimpiyatlık dizimizin dördüncü videosu: 1992 Barselona Olimpiyatı

Daha fazla

10 olimpiyatlık dizimizin üçüncü videosu: 1988 Seul Olimpiyatı

Yorum bırakın

10 olimpiyatlık dizinin üçüncü videosu: 1988 Seul Olimpiyatı

Daha fazla

10 olimpiyatlık dizinin ikinci videosu 1984 Los Angeles Olimpiyatı

Yorum bırakın

10 olimpiyatlık dizinin ikinci videosu 1984 Los Angeles Olimpiyatı

Daha fazla

PROFESYONEL SPOR VE ALT YAPI

Yorum bırakın

Senelerce Amatör bir spor branşının içinde aktif sporcu, takım kaptanı, antrenör ve yönetici olarak çalışan biri olarak bu başlık bana tamamen ters geliyor.

Spor, para için yapıldığı vakit benim içimden onun spor olmadığı şeklinde bir algı oluşuyor. Bu olsa olsa üzerinde bahis oynanan, reklam alınan, pazarlaması yapılan bir Yarışma Programı veya Show Organizasyonu olarak tanımlanabilir.

Daha fazla

BİR ANI: MÜHENDİS BEY BİR SORUNUMUZ VAR…

Yorum bırakın

Rumeli Feneri Balıkçı barınağı inşaatında yıllarım geçti, çok güzel ve zevkli bir çalışmaydı. Yaşanan birçok anı arasında biri var ki her hatırladığımda beni güldürür.

Daha fazla

10 Olimpiyatlık dizimizin ilk videosu: 1980 Moskova Olimpiyatı

Yorum bırakın

10 Olimpiyatlık dizimizin ilk videosu: 1980 Moskova Olimpiyatı

Daha fazla

BİR ANI: BİRAZ DAHA DUA ETSEK ÜÇÜNCÜ OLABİLİR MİYİZ?

Yorum bırakın

Frankfurt’ta 15-16 yaş gurubundaki yıldız dört tek sporcularından biri Pazar sabahı antrenmana saat on birden önce gelemeyeceğini söylüyordu. Ailesiyle kiliseye gitmesi gerekiyormuş. Arkadaşları hafif alaycı bir tavır takınmışlardı ama ben derhal anlayış gösterip izin verince hadise büyümeden halledildi. Daha sonra öğrendim ki ekipteki diğer bir sporcu da meğer kiliseye gidiyormuş ama alay konusu olmamak için sesini çıkartamıyormuş. İlerleyen günlerde bu çocuklar beni kendi inançlarım konusunda sıkı sıkı sorguya çektiler. Bu konudaki hoşgörü ve anlayışımı görünce çok rahat ettiler. Onlara bizim usulde sınırsız “hoşgörü” ile onların anladığı sınırlı “tolerans” arasındaki farkı anlattım. Öğrendiklerini ailelerine de anlattılar.

Daha fazla