BİR TIP ŞEHİDİ: DR. RASİH EMİN ARLI
“İnsanları meşhur yapan ve ebedileştiren sebeplerin en önemlisi şahsiyet ve karakterleridir. Aslında insanı unutturmayan, içinde yaşadığı topluma kazandırdığı kıymetler, vücuda getirdiği eserleridir. “
17/19 Şubat 1988 Tarihinde İstanbul’da düzenlenen 1. Türk Tıp Tarihi Kongresinde Prof. Dr. Baha Eren, “Doktor Rasih Emin Arlı Hakkında Bazı Anılarım” adlı bir sunum yaptı. Sunumunu yukarıdaki cümle ile açan konuşmacı şöyle devam etti:
“Türk Tababetinin fedakar ve vefakar varlıkları içinde ömrünün en verimli yıllarını temiz, dürüst ve asil şahsiyeti ile dolduran ve hayatının yarım yüz yıllık bir süresini tıbbi, cerrahi çalışmalar ile geçiren Doktor Rasih Emin Arlı’nın hatırlayabildiğim kadarı ile bazı anılarını sunmaya çalışacağım”
Bu sunumdan çıkarttığım özeti ve Dr. Rasih Emin Arlı hakkında toplayabildiğim resimleri aşağıda ilginize sunuyorum.
Rasih Emin bey, Bahriye Mirlivalarından (Tuğamiral) Emin Paşa’nın oğludur. 1875 yılında Kuruçeşme’de Sarrafburnu mevkiindeki 3 numaralı aile yalısında doğmuştur.
Kendi arzusu ile Bahriyeye girmiş, mesleki bilgilerini arttırmak amacı ile Fransa’ya gitmiş, Paris Üniversitesi Tıp Fakültesine kabul edilmiş ve Fakülte Profesörlerinden ünlü cerrah Tuffier’in kliniğinde dört yıl çalışarak cerrahi gelişimini büyük bir başarı ile sağlamış ve zamanının mükemmel bir cerrahı olarak yurda dönmüştür.
Tuffier, Genel Cerrah olmakla birlikte Plastik Cerrahide de büyük hizmetler sağlamıştır. Dr. Rasih Emin’in ameliyat teknik ve inceliğindeki başarısı Plastik Cerrahi ile ilgisine bağlanmaktadır.
Dr. Arlı, yurttaki ilk görevini Hamidiyeietfal Hastanesinde (Çocuk Hastanesi) almıştır. Dr. Rasih Emin’in buradaki çalışmaları ve zamanının en mükemmel Çocuk Hastanesi hakkındaki bilgilerimiz Dr. G. Jachoub tarafından 1907’de yayımlanan “Dersiadet Cemiyeti Tıbbiyei Şahanenin 50’nci Senei Devriyesi” adlı raporundan kaynaklanmaktadır.
Hamidiyeietfal Hastanesi, Sultan 2. Abdülhamid’in kızlarından Mediha Sultan’ın sekiz aylık iken difteriden vefatı üzerine zamanın en ileri mimari anlayışı ile inşa edilmiş ve yurdun en modern ve en kuvvetli hekim kadrosu kurulmuş olan ilk Çocuk Hastanesidir. Kurucular arasında zamanın tanınmış şöhretli hekim ve cerrahları arasında Dr. Rasih Emin beyde bulunmaktaydı.
Hastane kayıtlarına göre 1902 – 1903 yılları arasında Bulgar eşkıyaları ile çarpışmada yaralanan beş subay ile yüz dokuz erin ameliyatları bu hastanede Dr. Aleksandr Kamburoğlu, Salih ve Rasih Emin beyler tarafından yapılmıştı.
Dr. Rasih Emin beyin 1902 yılında yurda ilk olarak getirilen Röntgen cihazının çalıştırılmasında görevlendirildiği, Hamidiyeietfal Hastanesi tarafından 1900 – 1907 yılları arasında yayınlanan Hamidiyeietfal Hastanei Alisinin İstatistik Mecmuai Tıbbiyesi adlı mecmuada yazılmıştı. Bu mecmuada “Röntgen Şuaı ve Tatbikatı” adlı bir makalesi yayınlanmış, Röntgen Laboratuvarının çalışmaları hakkında bilgi verilmişti.
Dr. Rasih Emin, Hamidiyeietfal Hastanesinde Ord. Prof. Dr. Cemil Topuzlu’nun yardımcısı olarak çalışırken ülkemizde ilk kez çalıştırılan Röntgen cihazının tıp ve cerrahideki büyük önemini benimseyerek kendi meşguliyet sahası içine almış ve gösterdiği üstün başarı takdirle karşılanarak kendisi bu cihazın idaresi ile görevlendirilmiştir.
Ancak, o yıllarda Balkan Harbinden ve anavatan müdafaasından gelen yüzlerce yaralının teşhis ve tedavileri sırasında zamanın gereği muhafazasız ve koruyucu eldiven olmadan çalışmak zorunda kalmış, adeta kendisini hastalara bir kalkan gibi siper etmişti. Röntgen ışınlarının tahribatı kaçınılmaz olarak önce parmaklarında, sonra elinde ve nihayet kolunda görülmeye başladı.
Dr. Rasih Emin, 1912 Dünya Savaşı sırasında Çocuk Hastanesinden ayrılarak Deniz hastanesine geçti. Buradaki başarıları ile rütbesi Tabib Albaylığa yükseltildi. Bir süre sonra da Medinei Münevvere ve Mekkei Mükerreme’de Ordu Cerrahi Müşavirliğine tayin edildi. Burada çalışmalarını başarı ile yürüterek hastane baş Hekimi ve Operatörü görevini birlikte yürüttü. Kısa süre sonra da rütbesi Kıdemli Albay’lığa yükseltildi.
1934 yılında sağlık durumu kötüleşmeye başlayıp eski gücünü kaybedince üzülerek emekliye ayrıldı ve Kuruçeşme’deki yalıda köşesine çekilerek kitaplarında teselli aradı.
Dr. Rasih Emin Arlı, sohbetine doyum olmaz, halim selim bir karaktere sahip, kimseyi incitmeyen nadir rastlanan bir şahsiyetti.
Yedi yabancı dili anlar ve konuşurdu. Abone olduğu birçok tıbbi ve cerrahi mecmua sayesinde bilgisini güncel tutmaya çalışırdı. Yakınları onu bir “ayaklı kütüphane” olarak tanımlarlardı.
Röntgen ışınlarının etkisiyle parmakları birer birer kangren olmuştu. Bunları Deniz hastanesinde kestirmiş, o günü şartları altında pansumanlarını evde tek başına yapmıştı.
Kangren kolunun da kesilmesi mecburiyetini ortaya çıkartmış ama yakın dostu Prof. Behçet Sabit Erdura’nın tavsiyelerini dahi dinlememişti. Kısa bir süre sonra yaralarının kurtlandığı görüldü. Bunun eski devirlerde yarayı tedavi etmekte kullanılan bir metot olarak gördüğü ve bundan dolayı tanrıya şükrettiği söylenirdi. Gerçekten de bu tedavi sistemi eski zamanlarda kullanılırdı.
Dr. Rasih Emin, inancı doğrultusunda organ eksikliği ile Tanrıya kavuşmak istemiyordu, bunun için kesilen parmaklarını evde sakladığı ve neticede bunlarla birlikte gömülmek istediğini vasiyet etmişti.
Küçük yaştan beri Mevlevi Tarikatına bağlı idi ve Mevleviliğe büyük değer verirdi. Ömrünün sonuna kadar bu tarikatta kaldı ve vasiyetnamesine yıllarca sakladığı Mevlevi Sikkesi ile defnini kayıt ettirmişti.
Dr. Rasih Emin Arlı, yakın zamanda babasını kaybedip yetim kalan bir akrabasının kızı olan Fatma Muhterem’i yasal işlemleri tamamlayarak evlat edindi. Böylece yıllarca arzuladığı evlat mutluluğuna kavuştu.
Üstat, zarif giyinişi ve herkese iltifat, yardımları ile çevresini hayran bırakan kibirsiz, sakin karakteri ile tam bir İstanbul beyefendisi idi.
Dr. Rasih Emin, düzenli ve titiz bir insandı, odasındaki eşyaların yerinin değiştirilmesinden hoşlanmazdı. Bir gün başucunda duran Çeşmi Billur’un yerinin değiştiğini fark edip, tekrar yerine koydurmuş olduğu anlatılırdı.
O Çeşmi Billur, daha sonraları yıllarca babam Ali Sungur’un başucunda durmuştu.
Hayatının yarım yüz yıllık bir bölümünü tıbbi ve cerrahi çalışmalara adamış olan Dr. Rasih Emin Arlı 1948 yılında Ramazan Bayramı’nın ilk gecesi 73 yaşında Kuruçeşme’deki daha sonraları Emin Paşa adı verilmiş olan yalıda vefat etti.
Bundan iki sene sonra 5 numaralı komşu yalıda ikamet eden Mühendis Celal Gürsoy’un oğlu Ali Sungur Gürsoy ile evlenen manevi evladı Fatma Muhterem hanım beni doğururken Ortaköy Şifa Yurdu Hastanesinde vefat edecekti.
Onları saygı ve rahmetle anıyorum
Rasih Celal Gürsoy
Kaynak: Sezer, Baha: “Doktor Rasih Emin Arlı Hakkında Bazı Anılarım”, I. Türk Tıp Tarihi Kongresi.
Kongreye Sunulan Bildiriler. TTK Ankara 1992, 223-228.
Bir Cevap Yazın