KÜREK ŞUBESİNİN EMİN HOCASI
Resim: Emin Hoca Galatasaray Adasındaki kayıkhanede.
1933 yılında spor dünyasına yeni bir kulüp katılır. Galatasaray Kulübü içinde çıkan amatörlük – profesyonellik konusundaki fikir çatışması sonunda kulüpten ayrılan 25 kişilik bir gurup Yusuf Ziya Öniş’in liderliğinde Taksim’de Sıraselviler’deki, bugünkü İstanbul Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü binasında (Kırmızı- Sarı anlamında) Ateş-Güneş kulübünü kurarlar.
Adı sonradan sadece Güneş olarak anılacak olan kulübün adına İstinye’de bir denizcilik şubesi açılır ve kayıkhane tesis edilir. Atatürk’ün yaveri olan Cevat Abbas Gürer beyin başkanlığa geçmesiyle de kulüp çok kuvvetlenir. İşte bu kayıkhanede kulübümüze uzun yıllar hizmet vermiş olan kürek şubesinin duayeni 21.06.1912 doğumlu olan Emin Gezgöç hocamız ve yüzme branşının duayeni Yılmaz Özüak yetişmiştir. Yılmaz Özüak ilk yıllarda kürekçi olarak başlamış sonradan yüzmeye olan yatkınlığı fark edilerek bu spora geçmiş yıllarca Galatasaray’da şampiyonluklar kazanmış ve kazandırmıştır.
Güneş kayıkhanesi faaliyete geçtikten sonra Atatürk, tekne ve kürek imalatının Türkiye’de de yapılmasını ister. O yıllarda İstanbul’da güreş antrenörlüğü yapan Macar Peter, Macaristan’da Tuna nehri kıyısında Peşte’de tekne imalat atölyesi olan Lazlo Vanço ve ağabeyini tavsiye eder.
Vanço kardeşler daveti kabul ederek 1933 yılında İstanbul’a gelirler. Kendilerinin Fatih Medresesinde atölye kurmaları ve orada ikamet etmeleri sağlanır. Burada ilk olarak 33 adet tek çifte yapılır ve sahil kulüplerine dağıtılır. İmalatta Beyaz Çam ve Sedir ağacı kullanılmıştır. Yapılan ilk tekneyi o tarihlerde Güneş kulübünün kürekçisi olan Emin Gezgöç Florya’ya Atatürk’e götürür ve o teknede kürek çekmeyi gösterir. Tekne imalatı daha sonraları işi öğrenen Türk ustalar tarafından da devam ettirilir. Vanço Usta ilerleyen senelerde Türkiye’ye yerleşmiş, burada çocuklarını evlendirmiştir. Emin Gezgöç de daha sonraları Vanço Usta’nın kızı Selma ile evlenmiştir.
Resim: Atatürk Tek Çifte Teknesinde
Kürek sporuna karşı özel bir ilgisi olan Atatürk 1935 yılında “fıtayı” (yarış teknesi) çok merak eder. Bu yüzden, Galatasaray Spor Kulübü’nün 12 numaralı üyesi Ruşen Eşref Ünaydın’ın aracılığıyla, tek çifte bir fıtayı Florya’ya getirtir. Bu olayın kahramanı olan Prof. Dr. Bedii Gorbon “Atatürk ve Spor” adlı kitabında o günü detaylı olarak anlatır.
Atatürk’ün Florya’da bir skifte kürek çekmesinin günümüze kadar ulaşan tek fotoğrafı Galatasaray Spor Kulübü üyesi 1916 doğumlu Ali Sabri Çakın tarafından çekilmiştir.
Kürek Şubemizin duayenlerinden Kemal Onar Ağabeyimiz de “Necati” isimli bu teknenin denizden bir römorkörün peşinde çekilerek götürülmesi sırasında dümenci olarak olaya dahil olduğunu anlatmıştır. (Tekneye adını veren “Mustafa Necati Uğural” Atatürk’ün yakın düşünce ve mesai arkadaşıdır, Altay Kulübünün kurucusudur, sırası ile Bayındırlık, Adalet ve Milli Eğitim bakanlıkları yapmıştır.)
Atatürk’ün kürek çektiği resimle ilgili olayı Emin Ağabey de bizlere bir başka şekilde anlatmıştı. Onun anlatımına göre Vanço Ustanın imalat serisinin ilk teknelerinden biri gelen talimat üzerine Güneş Kulübünden alınarak Emin Hoca tarafından bir kamyonete yüklenerek Florya’ya götürülmüş, temizlenerek suya indirilmiş ve Atatürk o teknede kürek çekmiştir.
Benim şahsi kanaatime göre resimdeki tekne Bedii Gorbon’un ve Kemal Onar’ın anlattığı dümencili tek çifte değil, bindirme tekne dediğimiz teknikle inşa edilmiş, dirsekli modern bir skiftir. Tahminime göre anlatılan tüm olaylar doğrudur ama değişik zamanlarda farklı şahitler önünde gerçekleşmiş ve ancak bir tanesinin resmi çekilebilmiştir.
Güneş Kulübü Atatürk’ün ölümünden sonra kapatılmış, o günlerde başkan olan Yusuf Ziya Öniş Galatasaray’a dönmüştür. Öniş daha sonraki yıllarda kulübümüzde iki dönem başkanlık yapmıştır. (1922-24 / 1950-52). Güneş kulübü, kapatılma esnasında Fenerbahçe kulübü tarafından satın alınarak tüm demirbaş ve sporcuları el değiştirmiş ve otomatik olarak Dereağzındaki kulübe transfer olmuşlardır. Sporcuların bir kısmı kısa süre sonra Galatasaray kulübüne geri gelmişlerdir.
Emin Gezgöç de 1963 yılından sonra Galatasaray Kürek Şubesine dönüş yapar.
Galatasaray Spor Kulübünün 9 Ocak 1965 tarihli Yönetim Kurulu Raporunda aşağıdaki cümle yer alır:
KÜREK ve YELKEN SPORLARININ Boğaziçi’nde ve bilhassa her türlü cereyan ve rüzgarlara maruz bulunan ADAMIZ ‘da yapılamayacağını tesbit eden İdare Heyetimiz, FENERBAHÇE’DE yepyeni bir DENİZCİLİK Şubesinin inşasını kararlaştırmıştır. Planları tasdike verilmiş olan bu Şubemiz 1965 yazında faaliyete geçecektir. Burada inşa edilecek bir kürek havuzu ile bu spor şubesi yeni bir tekniğe kavuşacaktır.
Bu proje hiçbir zaman tam olarak gerçekleşemedi. Su Sporlarını yakından tanıyanlar iyi bilirler ki kürek ve yelken aynı yerde yapılamaz. Kürek sporu için durgun su gerekirken yelken için rüzgar beklenmektedir ve Fenerbahçe, yelken sporu için çok elverişli bir mekan görünümündeyken kürek sporu için de en az boğaz kadar elverişsizdir.
Nitekim Atatürk, 1937 yılında Fenerbahçe ve çevresindeki gezinti ve tetkikleri sırasında, Fenerbahçe Burnu’nun Kalamış Koyuna bakan kıyılarını pek beğenmiş ve buradaki köhne mendireğin derhal onarılmasını; Fenerbahçe kıyılarının, gençliğin deniz sporlarıyla uğraşacağı bir merkez haline getirilmesi yolunda ilgililere direktifler vermiştir. (Fenerbahçe Burnu’nun Kalamış Koyuna bakan kıyılarının bu amaçla değerlenmesi, ancak onun ölümünden yıllarca sonra, kendiliğinden doğan bir ihtiyaçla mümkün olabilmiştir.) Bu kıyıda bugün, İstanbul Yelken Kulübü, Fenerbahçe Spor Kulübü ve Galatasaray Spor Kulübü’nün deniz sporları tesisleri bulunmaktadır.
Resim: Hale Gezgöç ve İnci Yar, 1965 Türkiye Şampiyonu oldukları yarıştan sonra kupalarını alırken.
Emin Gezgöç’ün kızı Hale ve oğlu Edip de Galatasaray’da kürek çekerler.
Resim: 1965 Kürek Takımı kazanılan kupalarla
Kürek şubesi 1966 yılında Denizcilik Şubesi Başkanı Adnan Akıska’nın gayretleri ile kulübe antrenör olarak geri dönen 1950’li yılların Geçilmez Armadası Dört Tek Ekibinin hamlası Ahmet Yavaşoğlu’nun yetiştirdiği ekiplerle yıllar sonra ilk kez Türkiye Şampiyonluğu kazanılır. Bu ekibin içinde Emin Hocanın küreğe başlattığı 16-17 yaşında benim gibi gençler de vardır ve oğlu Edip de bu ekibin içinde yer almaktadır.
Bu şampiyonluk Yönetim Kurulu tarafından değerlendirilir ve kürek şubesine yeni tekneler almak üzere harekete geçilir. Bir sene sonra 1967 yılında kürek takımımız İtalya’dan ithal edilen beş yeni Donoratico teknenin moral desteği ve ağır kış antrenmanlarının getirdiği üstünlükle yedi yarışın beşini alarak tekrar takım şampiyonluğunu kazanınca yönetimden bir Avrupa seyahati ödülü alır.
1967 Villach yolcuları…Soldan ayaktakiler: Ahmet Yavaşoğlu-Şeref Cenger-Mehmet Ayata-Dr. Oktay Tuncer-Remzi Tan-Erdal Günsel-Yıldıray Kocamemi-Samatyalı Semih-Oturanlar:Mehmet Yavaş-Samatyalı Turan-Yunus Yılmaz-Emin Gezgöç-Emir Turgan-Yedek Şöför-Gültekin Türeli-Ahmet Şenkal-Erdinç Karaer. Otobüsün içinden bakan Cahit Usta (Tansu)
Şampiyonluklar ve yıllar birbirini kovalar.
Resim: 1968 yılında Türkiye Şampiyonu olan Bayan Dört Tek Ekibi. Ayaktakiler soldan: İpek Eken, Evin Saraçoğlu, Nükhet Anadol, Ünal Gürkem (Yaman), dümenci Hilkat. Çömelenler soldan: Erdinç Karaer, Emin Gezgöç.
Resim: 1976 Türkiye Şampiyonu Bayan Takımı ortalarında çok sevilen yöneticimiz İlter Tekand ve Emin Hocamız.
Resim: 1976 yılında Emin Hoca salda yeni başlayanlara kürek çekmesini öğretirken.
Resim: 1979 yılında Emin Hoca genç kürekçilerle birlikte.
Resim: 1979 Şampiyon Kürekçilerimiz ve Emin Gezgöç.
Resim: Emin Hoca 1986 yılının Şampiyonları ile.
Resim: 1989 yılında 1960’lı yılların şampiyon kürekçisi Gültekin Türeli antrenörlüğünü yaptığı Borussia Frankfurt Kürek Takımı veteran sporcularını İstanbul’a getirdi. Galatasaray Adasında kayıkhanenin önünde soldan Emin Gezgöç, Ahmet Moralıoğlu, Ahmet Şenkal, mavi şapkalı bir misafir, Gültekin Türeli, Emir Turgan ve misafirlerimiz.
Resim: Frankfurt’lu misafirlerimizle boğazda kürek çekerken, en öndeki Emin Gezgöç.
Resim: Emin Hoca gururla Şampiyon Kürekçileri Takım Kaptanı Yüksel Taşçı ve Olimpiyat Kürekçimiz Ali Rıza Bilal ile birlikte.
Resim: 1992. Galatasaray Adasındaki kayıkhane kapanmadan bir yıl önce Emin Hoca, Yunus Yılmaz, Faruk Algür ve Yusuf Oktar ile.
Resim: Alibeyköy’deki ilk yıllardan bir görüntü.
1993 yılında kürek şubesi adaya veda eder. Zorunlu olarak Alibeyköy Barajının kıyılarında bir süre tekneler ağaçlara bağlanarak korunmaya çalışılır. Daha sonra bir inşaat firmasının elden çıkarttığı işçi barakası kayıkhane yerine geçer. Su, elektrik, soyunma odası duş olmadan antrenmanlara devam edilir. Sporcular takım kaptanının minibüsü ile göle taşınırken Emin Hoca 81 yaşında olmasına rağmen İstinye’deki evinden vasıtalar değiştirerek gelip giderek bir gün bile aksatmadan görevine devam eder.
Resim: Emin Hoca 90’lı yılların gençleri ile…
ÖZEL BİR ANI:
1995 yılında kürek sezonunun sonunda Galatasaray Adası’nda yapılan bir merasim ile Emin Gezgöç’e o güne kadar yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür edildi ve çeşitli hediyeler sunuldu. Ben de yıllar önce bize anlattığı ama o günlerde fazla dikkat etmediğimiz bir anısından esinlenerek Atatürk’ün kürek çekerken çekilmiş olan meşhur resmini büyütüp çerçevelettirerek hediye ettim. Daha sonra görüştüğümüzde bana teşekkür etti ve “resmi evimin en güzel duvarına astım” dedi. “Sana daha değerli hediyeler vermek isterdim” dediğimde beni şaşırtan bir şey yaptı. Pantolonunun arka cebinden cüzdanını çıkarttı, içinden sararmış, kenarları yırtılmış, ikiye katlanıp cüzdanın içine sıkıştırılmış bir kartpostal çekti. Kartta Münih Olimpiyat Kürek Parkuru’nun resmi vardı. Arkasında benim yazımla 1980 yılında Almanya’daki ilk antrenörlük yılımda takımım “Frankfurter Germania 1869” sporcuları ile kazandığım başarılar ve onların Alman Milli Takım Sekiz Tek ekibine seçildiği yazıyordu. Tamamen unutmuştum. “Senin bana verdiğin bu hediyeden daha büyüğü olamaz” dedi, Emin Ağabey kartımı hep cebinde taşıyordu. Bir süre konuşamadan boğazımıza oturan yumrunun gitmesini bekledik. Ne demek istediğini çok iyi anlıyordum, ben de yetiştirdiğim sporcuların ilerleyen yıllarda antrenör ve idareci olarak başarılar kazanmasıyla aynı şekilde gurur duyuyordum.
Resim: Hale Gezgöç babasının adı verilen teknenin önünde.
Galatasaray Kürek Şubesinin Emin Amca’sı, Türk Kürek Camiasının Emin Hocası 20 Ocak 1998 tarihinde 86 yaşında aramızdan ayrıldı. Emin Gezgöç, anıları, hizmetleri ve yetiştirdiği şampiyonlarla unutulmayacak bir isim olarak kalbimizde yaşıyor.
Celal Gürsoy
14.08.2015
Bu yazı GS Dergi’nin 2015 Eylül sayısında yayımlanmıştır.
Bir Cevap Yazın