Yaşayan bir kürek Efsanesi ile tanıştım:
Bodrum Milta Marina Genel Müdürü Ömer Karacalar, marinanın en eski müdavimlerinden birinin de Galatasaraylı Şampiyon bir kürekçi olduğunu söyleyince çok şaşırdım. Ben onu nerede bulacağımı düşünürken meğerse çok yakınımda demir atmış duruyormuş. Sonunda tarih kitaplarında adı geçen efsane Can Öge ile tanışmam bu şekilde gerçekleşti.
Resim: Can Öge, Ülküm adlı Guletinde Celal Gürsoy ile birlikte.
Bu Portre GS Dergisinin Haziran 2015 sayısında yayımlanmıştır.
1950’li yılların geçilmez Tek Çiftecisi Can Yalçın Öge 01.09.1937 doğumludur.
Kanlıca’lı Dr. Sahip Bey Can’ın doğum doktoru olmuş. (Dr. Sahip, yıllar sonra “Geçilmez Armada” adını alan Dört Tek ekibinin kürekçisi Güngör Toygarlı’nın babasıdır.)
Can Öge’nin Büyük Babası Hüseyin Hasip Paşa, II. Abdülhamit’in Posta Telgraf Nazırı idi. Babası Asım Öge, Galatasaray Lisesinde okuyup Fenerbahçe Futbol Takımında kalecilik yaparmış.
1955 yılında 18 yaşında gençlerde yarışırken zamanın en kuvvetli ve kıdemli Tek Çiftecileri Fenerli Sudi ve Beykozlu Ceyhun ile yarışarak onları geçmiş ve bu tekne sınıfında yıllar sürecek olan birincilikler serisi başlamış.
Resim: Bebek Kayıkhanesi tüm Galatasaraylı Sporcuların buluşma noktası idi. Böyle bir günde masadakiler soldan oturanlar: Bekir Macur, kulübün transfer üstadı Nesim Bey, Ali Şermet, Can Öge, soldan ayaktakiler: Hasip Öge, Engin Ünal, Orhan Akı, Yılmaz Özüak, Turan Giritli, Niko Sopakis, Güngör Toygarlı, sağda oturan Ziya Kant ve bir Yönetim Kurulu Üyesi.
Can Öge, 1957 yılında Sarı Kırmızılı forma ile aynı gün içinde 1x, 2x ve 8+ büyükler yarışlarında birinci olmuş, böylece bir günde üç yarış kazanmış. Ertesi gün Cumhuriyet Gazetesinde o yılların unutulmaz spor muhabiri (kürekçilerin dostu) Tuncer Benokan tarafından manşete taşınarak tebrik edilmiş. (İlgilenenler için not: Tuncer Benokan 24.07.2013 tarihinde vefat etmiş ve Kilyos Mezarlığına defnedilmiştir)
Resim: Kulübün Kuruluş Yıldönümü Merasiminde Yaş Zincirini Kütüğe Çakma Merasimi. Fotoğraf Galatasaray Adasının ilk senelerinde çekilmiş. Merasimde geleneksel olarak en yaşlı üye, o yılın en başarılı sporcuları ve Şube Kaptanı ile beraber kütüğe zincir çakar. İşte bu merasimde çekilen resimde soldan: Esra Paşakay, Zinciri Çakan en yaşlı üye, Kemal Özbek, Can Öge.
Can Öge’nin Ağabeyi Hasip Öge 1960’lı yılların başında Semih Sohtorik’in gemilerinden biri ile Avrupa’ya giderek tekne yapımında kullanılmak üzere Maun ağaç alıp İstanbul’a getirmiş, bu ağaçlar İstinyeli Cahit (Tansu) Usta tarafından işlenmiş ve birçok bindirme tekne yapımında kullanılmış.
Resim: 1956 yılında Bebek Kayıkhanesinde kürekçilerden bir gurup: ayaktakiler soldan: Orhan Akı, Ali Şermet, Ahmet Yavaşoğlu, Ünal Yaman, Güngör Toygarlı, Freyd Dosdoğru, Hasip Öge, Reşat Akant, oturanlar ortada Erdem Talu.
1950’li yılların “Geçilmez Armada” Dört Tek ekibinde Güngör Toygarlı Almanya’ya eğitime gidince Can Öge son yarışlarda onun yerine oturmuş ve Armada birinciliklerine devam etmiş.
Resim: Bebek Kayıkhanesi önü. Emektar salda kürek eğitimi. Sırtı dönük, başı kasketli Can Öge.
Resim: 1956 Ankara – Sarıyar Barajı Açılış Yarışları sonrasında Birincilik Kupası’nı Celal Bayar’dan alırken.
1956 yılında Ankara Sarıyar Barajının açılış merasiminde düzenlenen kürek yarışlarında Tek Çifte yarışında birinci gelerek kupasını Celal Bayar ve Adnan Menderes’ten almış.
Can Öge, Türk Mili Takımı ile birlikte İspanya-Barselona, Fransa-Macon ve İsviçre-Luzern parkurlarında yarıştığını hatırlıyor.
Resim: Stuart MacKenzie
Can Öge’nin unutamadığı en kuvvetli rakibi 1956 Melbourn Olimpiyatının Gümüş Madalyalı Tek Çiftecisi Avustralyalı Stuart MacKenzie (1937) oldu. Luzern’de finale kalarak yarıştığı ve MacKenzie’ye fotofinişle geçildiği uluslararası yarıştan sonra Federasyon Başkanı Eftal Nogan’ın kendisini kucaklayarak “beni on yaş gençleştirdin” dediğini hatırlıyor. MacKenzie’nin kumaşlara sarılı olarak dikkatle sakladığı küreklerinde İngiltere Kraliçesinin imzası olduğunu görmüşler, bu an unutulamayan anıları arasında önemli bir yer tutuyor.
(MacKenzie 1957’den 1962 yılına kadar Henley Kraliyet Yarışlarında “Diamond Challlenge Sculls” kupasını arka arkaya altı kez kazanmıştır.)
O yıllarda günümüzdeki kadar sık olmasa da gerçekleştirilen kış antrenmanlarını Galatasaray Kulübünün Beyoğlu – Hasnun Galip’teki spor salonunda Abbas Sakaryalı ve Ruhi Sarıalp yönetiminde gerçekleştiriyorlarmış.
Öge, 1960 Roma Olimpiyatları öncesinde Tek Çifte’de yarışmak üzere Olimpiyat kadrosuna alınmış, yazışmalar yapılmış, Roma Olimpiyat Köyünde yer ayrılmış ve o kış 23 yaşında, bir taraftan Maçka Teknik Okulu’nda okurken bir taraftan da bütün kış boyunca Galatasaray Adasında yatıp kalkarak Boğaz’ın sert hava şartlarına göğüs gererek günde iki antrenman yaparak hazırlanmış. Ancak her şey planlandığı gibi gitmiyor. 25 Ağustos 1960 günü başlayan Roma Olimpiyatından üç ay önce 27 Mayıs 1960 günü Türkiye’de askeri darbe yapılıyor ve Olimpiyat kadrosu o aylarda ülkeyi idare eden Milli Birlik Komitesi tarafından ekonomi amaçlı daraltılınca kürek branşı Roma kadrosundan çıkartılıyor.
(Roma Olimpiyatında Türkiye adına müsabakalara katılan sporcular Güreş’te 7 Altın, 2 Bronz, toplam 9 Madalya ile ülkemizi madalya sıralamasında 6. yapacaklardı. TMOK Başkanı Hüsamettin Güreli, Kürek Federasyonu Başkanı Eftal Nogan idi.)
Resimler: Rumelihisarındaki evlerine çarpan Rus Gemisi ve yıkıntıların arasında ağabeyi Hasip Öge, arkasında evin ortasına kadar girmiş olan gemi.
4 Eylül 1963 günü Rumeli Hisarındaki yalılarına çarpan Rus Tankeri Arkhangelsk yalıda çok büyük hasara yol açıyor, bu arada bütün madalya ve kupaların durduğu dolaplar parçalanarak denize dökülüyor, hepsi kayboluyor. Geriye çok az resim ve gazete kupürü kalıyor. Günler sonra Aşiyan Akıntıburnu dibinde bazı parıldayan metaller olduğu haberi geliyor. Derhal dalgıç takımlarını kuşanarak oraya dalıyor ve tesadüfen akıntıyla sürüklenip kıyıya takılan birkaç kupasını kurtarıyor. Gazetelerde “Can kupalarını denizden topladı” diye haber oluyor.
1954 yılında kurulan Türk Balıkadamlar Kulübünde aktif olarak yer alıp arkadaşları ile birlikte 1950’nin ikinci yarısında Bodrum’da ilk büyük çaplı sünger çıkartma faaliyetlerini başlatıyor. Bodrum’lu gençlere daha gerekli malzemelerin dahi bulunamadığı devirde dalgıçlık ve sünger ticaretini öğretiyor.
Can Öge, Arnavutköy’de benim doğup büyüdüğüm Sarrafburnu mevkiindeki yalının 50m açığında uçurum gibi derinleşen kayalık dipte Istakoz yuvaları olduğunu, gerektikçe oraya derin dalış teçhizatıyla inerek bol miktarda Istakoz çıkarttıklarını da anlattı. “Boğaz suyunun tertemiz – masmavi olduğu günlerdi” dedi…
Galatasaraylı Sporcular Derneği Dergisinde (Yılmaz Toköz, Semih Haznedar, Ünal Yaman, Özer Gürkem, İrfan Aktar, Engin Ünal, Yılmaz Özüak gibi) arkadaşlarının resimlerini gösterip “Bebek Kayıkhanesine beraber gidip bütün vaktimizi orada geçirirdik” diye o günleri anıyor. Kayıkhane, tüm Galatasaraylıların buluştuğu bir lokal olarak birçok sporcunun anılarını süslüyor.
Resim: Bodrum Milta Marina’da bağlı olan Ülküm Teknesinde Can Öge.
Can Öge, günümüzde 78 yaşında, tüm yaz aylarını Bodrum Milta Marina’da bağlı duran (orijinal bir Bodrum Guleti olan ve eşinin adını taşıyan) Ülküm teknesinde eşiyle birlikte geçiriyor. Sadece çok özel misafirleri geldiğinde Mavi Tur’a çıkıyor.
Celal Gürsoy
09.05.2015, Bodrum
Bu yazı GS Dergi Haziran 2015 sayısında yer almıştır.
NOT: CAN ÖGE 11 ARALIK 2017 GÜNÜ VEFAT ETMİŞTİR.
Kas 06, 2020 @ 17:40:54
YÜCE ALLAHTAN RAHMET, YAKINLARINA BAŞSAĞLIĞI DİLERİM.
MEKANI CENNET RUHU ŞADOLSUN.