Bodrumun tanıtımı aslında Eylem Planının içindeki maddelerden sadece biri ama önemi çok büyük ve her sektörden destek gerekiyor.

Sokağa çıktığınızda, insanlarla konuştuğunuzda hayretle her şeyden şikayetçi olduklarını görüyoruz. Bunun bir sebebi var. Yöneticiler ne yapmak istediklerini biliyorlar, onların yakınındakiler de farkındalar ama bunu bir kısa-orta-uzun vadeli plan şeklinde topluma yeteri kadar sunmuyorlar. Toplum da yapılanları tek tek ele alıp tenkit ediyor. Aslında yapılanların, planlananların bir parçası olduğunu bilseler belki de sabredip planın tamamlanmasını bekleyebilirler.

Uzun yıllar Almanya’da yaşadım. Oradaki insanların bu gibi günlük şikayetleri hiç olmazdı. Yolunda gitmeyen bazı şeyler olduğunda biz bir yabancı olarak komşularımıza, tanıdıklarımıza sorduğumuzda bize plan gereği bu problemin şu kadar daha devam edeceği ve sonunda şu şekilde halledileceği söylenirdi. Yani hep bir plan vardı ve en basit vatandaş bile bunu biliyordu. Toplum, yaşadığı çevreyle ilgili yapılacak olan her şeyi farkındaydı ve onun bir parçası olmaktan gurur duyuyordu. Ulu orta her şeyden şikayet eden yoktu. Tam tersi, plana destek olmaya çalışıyorlardı. 

Bizdeki en büyük eksikliğin yöneticilerin toplumu yeteri kadar “eylem planları” hakkında bilgilendirmemesi olduğunu düşünüyorum. Yöneticilerle yönetilenler arasındaki bu iletişim eksikliği tarihin her safhasında etkin bir rol oynamıştır ama bu günkü teknolojiyle artık bu problemin ortadan kalkması lazım.

Örneğin Bodrum’un tanıtımı için çalışılıyor, emek harcanıyor. Filmler çekiliyor, belediyenin web sitesinde yayınlanıyor. Bunlar güzel çabalar ve umarım faydası olur. Ama o kadar teknolojik, çok pahalı bir film çekip Bodrum’un turiste göstermek istemediğimiz çarpıklıklarını ortaya koymak yerine güzellikleri öne süren pazarlamaya yönelik klipler yapılsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Biz her gün içinde yaşadığımız için farkında değiliz ama bir batılı gözüyle bakınca çarpık yapılaşmadan, reklam tabelası-panosu terörüne, direk ve kablo karışıklığından trafik kaosuna kadar yabancıların gözüne batan her şeyi o filmde yayınlıyoruz. Pazardaki manav bile elmalarının defolu taraflarını öne sürmez, meyvelerini öyle güzel dizer ki bakınca almak istersiniz. Oysa bizim Bodrum’da düzeltmemiz gereken o kadar çok şey varken onları tamamlamadan 360 derece filmini çekip yabancılara göstermenin hiç sırası değil. Monte Carlo, Nice, Cannes gibi gelişimini tamamlamış tatil bölgelerinin bile tanıtım klipleri sadece pazarlamaya yönelik muhteşem görüntülerden oluşur.

Aslında bütün bunları kapsayan bir eylem planı açıklansa, Bodrum’un problemlerinin ne zaman hangi metotlarla çözülmeye çalışılacağı belirtilse toplum detaylarla uğraşmayı bırakır ve biraz sakinleşir diye düşünüyorum. O zaman örneğin çekilen filmin bu uzun vadeli planın bir parçası olduğu, ardından şu tanıtımların ve bu faaliyetlerin geleceği ve neticede şu kadar zaman içinde Bodrum’a daha kaliteli turistlerin çekileceği anlatılabilse daha iyi olacak. Şu anda bildiklerimiz hep birbirinden kopuk, anlamını kaybetmiş parçalar şeklinde görülüyor. Sanki bir plan yokmuş gibi bir his uyandırıyor.

Toplumun kabul edeceği dört dörtlük bir plan aynı zamanda bu gibi faaliyetlere sponsor bulma problemini de çözer. Planın gerçekliğine inanan ve Bodrum’dan ekmek yiyen bir çok firma bu planın bir parçası olmak ister.

Almanya’daki düzeni özleyerek ve burada da bir gün o sistemi yaşamak umuduyla bir önerim var: Yöneten kurumlar toplumla iletişim kurmakta zorlanıyorlarsa (ki bu gün durum böyledir) Almanya’dan bir “kardeş şehir” bulunsa, ilk fırsatta onların planlarını nasıl yaptıkları ve bunu halkla nasıl paylaşıp kamu oyunu nasıl pozitif etkiledikleri araştırılıp burada da aynısı uygulansa ne kadar iyi olur. Amerika’yı baştan keşfetmek yerine denenmiş, başarılı, hazır bir konsepti buraya uyarlamak daha kolay olacaktır.

Batı dünyasıyla araızaki sosyal uçurum büyüyor. Bir turizm beldesi olarak Bodrum’un kısa zamanda Türkiye’nin en modern ve ileri beldesi haline gelmesini hayal ediyorum.

Bu yazı 8 Mart 2010 günü www.bodrumgundem.com sitesinde yayımlanmıştır.