Ahmet Şenkal’ın gözünden:

Henley

HENLEY 2013’ün ardından

Geçtiğimiz günlerde, “kürek” sporumuz için önemli bir olay yaşandı. Spor (!)  medyamızın amatör branşlara olan geleneksel ilgisizliği bütün hızıyla sürdüğünden kamuoyuna yeteri kadar yansımasa da, söz konusu olay, oksijen çadırında yaşam savaşı veren Türk Küreği için gerçekten bir hayat öpücüğü niteliğindeydi. Evet, son iki yılın şampiyonu Galatasaraylı kürekçiler, Temmuz ayının ilk günlerinde, dünyanın en prestijli organizasyonu olan “Henley Royal Regatta”ya katılmak üzere İngiltere’ye uçtular. Onlar, ülkemizdeki parkurların artık kendilerine dar geldiğini, Başkan’larının hedefi doğrultusunda çıtayı yükseltmeleri gerektiğini biliyorlardı. Bu düşünce ile gittiler Henley’e…

Henley, bir “Royal Regatta”ydı. İngiliz Kraliyet ailesinin himayesinde ve saray mensuplarının iştirakiyle, her yıl aynı yerde, aynı tarihlerde ve asırlardan süzülüp gelen geleneklere uygun olarak düzenleniyordu. İlki, 1839 yılında, daha petrol bulunmadan, telefon icad edilmeden, Birleşik Krallık sanayi devrimine geçmeye, Osmanlı, demokratik adımlar atma yolunda “Tanzimat Fermanı”nı hazırlamaya çalışırken yapılmıştı, bu yıl da 175. yaş günü kutlanıyordu. Aradan geçen neredeyse iki asırlık zaman diliminde, ulusal ve uluslararası kürek federasyonları kurulmuş, yarışma teknikleri, kulvarlar, parkurlar değişmiş, teknolojik uygulamalar devreye girmiş, ama bunların hiçbiri Henley’i etkilememişti. Orada yarışmalar, ilk gün olduğu gibi halen aynı iki nokta arasında, 1 mil 550 yarda (2112m) uzunluğunda ve 80 feet (26m) genişliğindeki klasik parkurda yapılıyor, yarışan tekneler orijinal botlarında seçkin konuklarıyla birlikte yer alan “blazer’lı ve panama şapkalı” hakemlerce izleniyor, startlarda, finişlerde ve müsabakaların her noktasında “fair play” havası solunuyor, ne olursa olsun “five o’clock tea” molasından vazgeçilmiyordu.

İşte, Galatasaray’ın genç sporcuları böyle bir “kürek dünyası”na gittiler ve 5 gün süren müsabakalar süresince unutulmaz deneyimler, paha biçilmez anılar edindiler. Öncelikle, 383’ü yerli, 87’si yabancı tam 470 ekibin iştirak ettiği bir gerçek “kürek şöleni”ne tanık oldular. Dahası, bu denli görkemli bir etkinliğe davet edilen tek Türk kulübü olmanın mutluluğunu yaşadılar. Sabahın erken saatlerinden itibaren akın akın gelen binlerce seyircinin kıyılarda, tribünlerde, otoparklarda yer bulabilmek için nasıl koşuşturduğunu hayretle izlediler.

colours8

“Dress Code” kurallarının geçerli olduğu “Stewards’ Enclosure” bölgesindeki birbirinden şık seyircilerin heyecanını gördüler. Dünyaca ünlü “Leander Rowing Club”ı ziyaret ettiler. Dünya Şampiyonları, Olimpiyat finalistleriyle aynı kayıkhaneyi paylaştılar, beraber antrenman yaptılar, hatta yarıştılar. Londra 2012’nin altın sporcuları Andrew Hodge’la, Helen Glover’la, Mirka Knapkova’yla, Eric Murray’le, Hamish Bond’la, Alex Gregory’yle selamlaştılar. Bu sporun iki efsanesi, Sir Matt Pinsent ile Sir Steve Redgrave’ e bakakaldılar. Daha düne kadar, Fethiye’de beraber suya çıktıkları değerli dostumuz Aleksandrov’un, geçen yılki Olimpiyat beşinciliğinden sonra bu kez Henley’de Mahe Drysdale’i, Luka Spik’i, Alan Campbell’i adeta ipe dizerek, azmin ve hırsın nelere kadir olduğunu göstermesini hayranlıkla gördüler.

993050_10200928121058782_1682960371_n

Orijinal kıyafetleri, uygar davranışları ve sempatik hareketleriyle büyük beğeni toplayan ve Galatasaray’ı layıkıyla temsil eden sporcularımız, yarışmalarda da beklentilerin üzerinde bir performans göstererek ilerisi için bizleri umutlandırdılar.

res4253-ladies-m8

İlk gün gerçekten çok talihsiz bir kura çekerek, turnuvanın en kuvvetli iki takımından birine düşen sekiz tek ekibimiz, Amerikalı rakibi ‘Northeastern University’ ile mükemmel yarıştı. Hızlı temposu ve sürekli ataklarıyla hiç kopmadı, hiç ezilmedi. Sonuçta, sadece iki saniye ile kaybetti ve seyircilerden alkış alarak elendi. Galatasaray’ı eleyen Amerikan takımının finale kadar yükseldiğini ve son yarışmada, İngiliz milli takımını oluşturan ‘Leander-Molesey’ karmasına sadece bir tek saniye ile kaybettiğini söylersek, ekibimizin başarısı daha iyi anlaşılacaktır.

res4287-silver-goblets-nickalls-m2

İki tek dümencisiz ekibimiz ise, ilk turda ‘Oxford Rowing Club’ı rahat eledi. İkinci turda ise, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ‘Tuks Rowing Club’ takımına geçilerek elendi. Bu tekne sınıfında, aralarında Olimpiyat Şampiyonlarının da bulunduğu son derece güçlü ekipler yer aldığından gençlerimizin, bu ilk deneyimlerinde tur atlamış olmaları sevindirici olmuştur.

Netice olarak, Galatasaray Kulübü, diğer pek çok branşta olduğu gibi, ‘kürek’te de bir ilki başarmış ve bu sporun geleceği açısından önemli bir adım atmıştır. Kulübümüzün “Henley Royal Regatta” etkinliğine katılmış olması, hem uluslararası başarılara yönelik hedeflerimize giden yolu açması, hem de sporcularımızın özgüvenlerini pekiştirmesi açılarından önemli bir girişim olarak kabul edilmelidir. Temennimiz, isabetle seçilecek bu tür organizasyonlara katılma hususunda ısrarcı olunmasıdır.

Ahmet Şenkal