CILK YARA: İŞSİZLİK
CILK YARA: İŞSİZLİK
22 Kasım 2009’da aynı başlıkla yayınladığımız yazının devamıdır.
Arada geçen zaman içinde rakamsal verilerde değişen bir şey olmadı. 22 Kasım’da gazetemizde yayımlanan yazıya https://celalgursoy.wordpress.com/2010/02/08/cilk-yara-issizlik/ adresinden ulaşabilirsiniz.
O gün verilen bilgiler ne yazık ki hala geçerliliğini koruyor. Yani ülkemizdeki 15-60 yaş arası nüfus hala 48 milyon. Bu “çalışabilir” nüfusun sadece %49’u işgücüne katılıyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran %70’in üstünde.
İşsiz sayısı hala üçbuçuk milyon kişi civarında. Sosyal devlet yardımı batılı ülkelerle kıyaslanamayacak kadar yetersiz. Bu kişilerin tekrar iş bulma ümitleri de ne yazık ki ancak 2012’den sonra biraz daha iyi gibi gözüküyor.
Geçtiğimiz hafta TOBB tarafından düzenlenen ve 17 Sivil Toplum Kuruluşunun davet edildiği toplantının ana teması da işsizlikti. Bu toplantıda yurt çapında işsizliğin %14’lerin üstüne çıkması ve kronikleşme tehlikesi göstermesi üzerinde duruldu.
Toplantı sonrasında yapılan basın açıklamasında bir nokta çok önemliydi. Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu siyasi liderlerden hiç vakit kaybetmeden dört yasal düzenlemenin bir an önce ele alınmasını istediklerini açıklamış.
Bu dört düzenlemeden birincisi 60 yıl sonra yenilenmesi çalışması yapılan 1535 maddelik Türk Ticaret Kanunu.
İkincisi 80 yıl önce çıkmış Borçlar Kanunu.
Üçüncüsü 1927 yılından beri yürürlükte olan Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu.
Dördüncüsü Ticari Sır ve Kişisel Sırlar Kanunu.
Toplantıdan çıkan bir önemli görüş de eğitim hakkında: Hisarcıklıoğlu’nun verdiği bilgiye göre ülkemizdeki eğitim yapısının yüzde 65’i düz lise, yüzde 35’i mesleki eğitim şeklinde. Gerçekte olması gereken ise bunun tam tersi. Yani mesleki eğitimin yüzde 65’e çıkartılması gerekiyor.
İşte tam bu noktada Sivil Toplum Kuruluşlarına büyük görevler düşüyor. Devlete baskı yapmak, yol göstermek ve destek vermek bu görevlerin sadece birkaçı.
Geçen hafta bu köşede yayımlanan makalemin ana fikri işte şimdi ortaya çıkıyor. Çünkü bu görevi yüklenecek kaç tane STK’mız olduğu konusunda çok ciddi şüphelerim var.
STK’ların devlete yol göstermekten önce kendilerine bir çeki düzen vermeleri gerektiği kanaatindeyim. Ne yazık ki gerçek budur…
Bu yazı 3 Nisan 2010 Cumartesi günü www.bodrumgundem.com sitesinde yayımlanmıştır.
Bir Cevap Yazın