Karım on yıldan beri, diş macununu, kapağını kapamadan bırakmamdan şikâyet eder. Evlilik yıldönümümüzde bu kötü alışkanlıktan vazgeçip, sevgili eşimi mutlu etmeye karar verdim. Bir hafta çok çok ama çok dikkatliydim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra, macunun kapağını her defasında itinayla kapattım. Her gece de karımın bana teşekkür etmesini bekledim. Ama etmedi..
Sonunda dün gece banyodan çıktı, bana baktı ve sordu..
“Yatmadan önce dişlerini fırçalamaktan neden vazgeçtin?”

— 0 —

Komiser- Kredi kartınızın çalındığını neden daha evvel bildirmediniz?
Adam- Çalan adam, karımdan daha az harcıyordu da ondan.
Komiser- Peki şimdi niye bildiriyorsunuz?.
Adam- “Dün itibariyle kartı karısına verdi”..

— 0 —

Devlet memuru, ofiste yan masada oturan diğer devlet memuruna döndü.. “Halk bize niye kızıyor anlamıyorum” dedi. “Biz hiçbir şey yapmıyoruz ki!.”

— 0 —

Günün birinde Manhattan’da gökdelenlerden birinde yangın çıkmış.

Herkes taşınabilir, değerli eşyalarını alıp merdivenlerden aşağı iniyormuş.

Bu kargaşada 30.katta oturan adam 31.katta oturan komşusuyla karşılaşmış.

Adam elinde üzeri örtülü bir nesne taşıyormuş.

Üst kat komşusuna; “herkes yükte hafif pahada ağır bir şeyler kaçırırken elindeki o şey ne?” diye sormuş merakla…

“Örtünün altında kafes, içinde de horoz var” cevabını alınca düşüp bayılmış. merdivendeki komşular başına üşüşüp onu ayıltmaya çalışmışlar. adam nihayet kendine gelmeye başladığında “binada yangın varken bayılmanın sırası mıydı?” diye çıkışmışlar.” Nasıl bayılmam” demiş adam, “New York da gökdelenin 31. katında horoz sesi duyuyorum diye yıllardır psikiyatriste gidiyorum…”

— 0 —

Bilgisayar yazılım mühendisini, karısı köşedeki bakkala yollar.

“Bir şişe süt al, sor, yumurta varsa, altı tane al” der.

Yazılım mühendisi beş dakika sonra elinde altı şişe sütle döner.

Karısı bağırır: “Neden 6 şişe süt aldın?”

“Bakkalda yumurta vardı.”

— 0 —

“Patron yarın için izin isteyebilir miyim?. Karım yılbaşı temizliği ve hazırlıkları için benden yardım istiyor da..”
“Kafayı üşüttün galiba. Bunun için izin verir miyim sana” diye öfkeyle bağırdı patron.
“Teşekkürler patron, teşekkürler” diye coştu memur..
“Size güveneceğimi biliyordum!.”

— 0 —

15 çocuğu olan kadın, Sosyal Sigortalar Kurumu’na yardım için başvurdu.
“Vavv” dedi, görevli.. “Hepsi sizin mi?.”
“Evet” dedi kadın. Bu soruyu bin defa duymuştu. Bir kez daha ne fark eder ki..
“Tamam” dedi, görevli.. Şimdi hepsinin adlarını öğrenmem gerek.”
“Bu en büyükleri” dedi kadın.. “Adı John!.”
“Öteki?.”
“O da John..”
Görevli kaşlarını oynattı. Ötekileri tek tek sordu.
Kadın cevapladı..”O da John.. O da John!.”
“Hepsi John, öyle mi” dedi, görevli..
“Evet” dedi kadın.. “Böylesi kolay oluyor. Kalkma saati, okul zamanı, yemek zamanı, ‘John’ diye bağırıyorum, hepsi birden geliyor. Bu hayatımdaki en harika fikirdir.”
Görevli gene kaşını oynattı. Az biraz düşündü.. Sordu..
“Peki ya hepsinin değil de sadece birinin gelmesini istiyorsanız?.”
“O zaman soyadı ile çağırıyorum!.”

— 0 —

Huzurevinden aldığı kadınları bir tura çıkaran otobüs şoförü, omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Şirin bir ihtiyar ona avucundaki bademleri uzatıyordu. Teşekkür edip aldı, ağzına attı..
10 dakika geçmedi. Gene omzunda el, gene ayni sevimli kadın, gene avucunda badem.. Aldı ağzına attı. Sonra bir daha.. Bir daha.. Şoför dayanamadı sordu.
“Niye kendiniz yemiyorsunuz hanımefendi?.”
“Dişlerim yok, çiğneyemem ki..”
“O zaman niye alıyorsunuz efendim?.”
“Etraflarındaki çikolatayı emmek çok hoşuma gidiyor da..”

— 0 —

Çinli, New York’ta bir puba girdi. Doğru bara gitti ve içmeye başladı. Yanındaki Amerikalı sordu..
“Tekvando, karate, kung fu gibi Uzakdoğu sporlarından birini bilir misiniz?.”
Çinli öfkeyle cevap verdi..
“Bana bu rezil soruyu niye sordun?.. Bir rezil Çinliyim diye, değil mi?.”
“Hayır” dedi Amerikalı.. “Benim rezil biramı kafana dikiyorsun diye..”

— 0 —

Kasabadaki caminin tam karşısındaki arsanın sahibi inşaat hazırlıkları yapmaya başlar.

Alınan bilgiye göre burada bir Genel Ev inşa edilecektir.

Caminin İmamı da Cemaat de çok rahatsız olur ancak adamı durdurabilecek hiç bir hukuki hakları da yoktur.

Çareyi adama sabah akşam beddua etmekte bulurlar.

İnşaatın tamamlanmasına kısa süre kala çıkan bir fırtınada binaya yıldırım düşer ve inşaat harabeye döner.

Arsa sahibi yapılan dualardan dolayı bu hale geldiğini iddia ederek İmamı ve Cemaati mehkemeye verir.

Her iki tarafın avukatları işe kendi açılarından bakarak hazırlanırlar.

Mahkeme günü Hakim tarafları dinler, bir süre düşünür ve şöyle der:

“İlginç bir durumla karşı karşıyayım, bir tarafta dualara kalpten inanan bir Genel Ev patronu var, diğer tarafta da dualarının beş para etmediğini iddia eden bir imam ve cemaati…”

— 0 —

-Aslanın biri kafesinden kaçmış bir hafta geçmiş yakalanmamış, iki hafta geçmiş yakalanmamış,

diğer aslan arkadaşları merak etmiş…

Derken üçüncü haftada yakalamışlar getirmişler kafesine, diğerleri sormuş;

– “Nasıl idare ettin bu kadar dışarda?”

Demiş ki:

– “Bir devlet dairesine saklandım, her gün bir tane müdür yedim, üç hafta kimse anlamadı…

– “Eee? Nasıl yakalandın o zaman?”

– “Bir gün yanlışlıkla çaycıyı yemişim”

— 0 —

Temel 65 yaşında emekli olmuş, hemen ardından 25 yaşında bir kızla evlenmiş.

Bir süre sonra arkadaşları “artık bizimle eskisi kadar vakit geçirmiyorsun” diye şikayet etmişler.

Temel de “evde genç bir hanım var, ilgi bekliyor” demiş.

Arkadaşlardan biri “senin ev büyük, bir odasını genç birine kiraya ver, o karınla ilgilenir, senin de bize ayıracak vaktin olur” diye fikir yürütmüş.

Bir süre sonra temel daha sık kahveye gelmeye başlamış.

Arkadaşları sorunca da “sizin dediğinizi uyguladım artık genç bir kiracım var” demiş.

Arkadaşlar birbirlerine bakıp işaretleşmişler ama Temeli de üzmek istememişler gene de biri dayanamayıp sormuş: “peki karın kiracıyla geçinebiliyor mu?”

“Tabi” demiş Temel, “çok iyi anlaşıyorlar, o sayede ben de kahveye daha sık gelebiliyorum.

Bir süre sonra Temel heyecanla kahveye girmiş, “müjde karım hamile, bir bebek bekliyoruz.”

Arkadaşlar gene birbirlerine bakıp meraklanmışlar biri cesaret edip sormuş “peki kiracı nerde, kaçmış falan olabilir mi?”

“yoo” demiş Temel, “o da hamile…”

— 0 —

Bir gün karımla yaşam ve ölümden bahsediyorduk. Ona dedim ki: “beni günün birinde yaşam ünitesine bağlı, suni solunumla yaşayan, kolunda serumla hayatta kalmaya çalışan bir durumda görürsen hiç düşünmeden bitin fişleri çekip şalteri kapatabilirsin, bu şekilde suni bir hayata bağlı yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.

Karım bana hemen cevap vermedi, gayet sakin kalkıp kablolu televizyonun kablosunu çıkarttı, sonra dvd’yi kapadı, bilgisayarın, iPod’un ve Xbox’un bağlantılarını kesti, cep telefonunun pilini çıkarttı, sonra da bara gidip bütün içkilerimi musluğa dökmeye başladı.

İşte o zaman kadınların düşünce dalgalarının bizimkine hiç uymadığını anladım.

Ben zaten ölmüştüm…

Daha fazla